Dikkat ve konsantrasyonun ne denli önemli olduğunu ne kadar konuşsak azdır. Vücudumuzda bu kadar hassas bir denge oluşturan sistemde bir sorun olması günlük akışı kötü yönde etkiler. Dikkatimizi iyi kullanamadığımızda aksamalar, eksiklikler ve plansızlıklarla karşılaşırız. Okuma, dinleme, öğrenme etkinliklerine karşı giderek uzaklaşabiliriz. Ev işlerini yaparken bile birçok sakarlık ve yanlış yapabilir, yemek pişirirken bile istenmeyen sonuçları görebiliriz. Sonuçta hassas ve korunması gereken önemli bir işlev olarak dikkat sisteminin farkında olmamız ve onu çok iyi korumamız gerekir.
Dikkat ve hafıza, mutsuzluk esnasında ilk önce sinyal veren beyin işlevidir. Mutsuzlaşmaya başlamanın belki de ilk belirtilerinden birisi dikkatimizin dağılması, zihnimizi toparlayamamak, unutkanlık ve dalgınlıktır. Bu açıdan psikolojik olarak mutlu olmak ve pozitif bakış açısını yakalamak dikkat ve konsantrasyon açısından önemlidir. Pozitif bir ruh halinde olan kişiler ilgilerini yoğunlaştırıp bilgiye daha kolay ulaşırlar. Günlük hayatta aşırı stres ve sıkıntı da benzer olarak dikkat ve konsantrasyon bozukluğuna neden olur. Stresten uzak kalmalı ve stres ile baş edebilmeliyiz.
Beynimiz çok hassas bir organdır. Bu sebeple günlük hayatta zihnimizi sürekli canlı tutacak bir süreçte olmalıyız. Beyin hücreleri kan akımı hızlanırsa daha güzel beslenir. Oksijensizlik, toksik ve zararlı maddeler, kafa travması beyin hücrelerine zarar verir. Günlük aktivite yani fiziksel aktivitenin yeterli olması ve zinde bir vücudumuzun olması bizleri daha uyanık ve daha dikkatli hale getirir. Pasif hayattan, hareketsizlikten uzak durmalı günlük belli bir süre mutlaka egzersiz yapmalıyız.
Aşırı teknoloji kullanımı, akıllı telefonlar, televizyon ve bilgisayar zihnimizi daha zayıf hale getiriyor. Basit hesaplamalarda bile zihnini kullanmak yerine cep telefonunun hesap makinesini açan bir nesil yetişmekte. Beynimizi ne kadar kullanırsak o kadar zinde kalır. Hesap, hatırlanacak konular, bilgi ve muhakeme süreçleri gibi beyin işlevleri içinde olup, beynimizi sürekli çalıştırmak gerekir. Bunun için günlük okumalar, müzakereler, iletişim ortamlarını kullanmak ve hafızamızı canlandırmak önemli dikkat koruyucu metotlardır.
Çocuklar için de benzer bir durum vardır. Kitap okumaları, dinlemeleri, ders çalışmaları, bilgi alışverişinde bulunmaları onlar için kurtarıcı sistemlerdir. Televizyon karşısında büyüyen çocuklar daha dikkatsiz ve bilgi edinmeye karşı daha duyarsız bir durumdadır. Aile olarak kitap okumalı, onlarla konuşmalı ve öğrenme süreçlerini desteklemeliyiz. 3 yaşından itibaren dikkati güçlendirme egzersizleri yaparak onların algılarını açmalıyız. Bu konuda kendi hazırladığım kitaplar olan DGS Dikkati Güçlendirme Setlerini, Adeda Yayıncılık (www.adeda.com.tr) önerebilirim. Çocukların zihnini açan bu çalışmalar algıyı kuvvetlendirir.
Dikkatsizlikle baş etme yolları nelerdir?
– Günlük kitap okumak,
– Günlük egzersiz ve spor ile beynin kanlanmasını artırmak,
– Katkı maddeleri olan yiyeceklerden uzak durmak,
– Çarpma, düşme ve kafa travmalarına dikkat etmek,
– Aşırı televizyon izlememek,
– Aşırı cep telefonu ve bilgisayar kullanmamak,
– Stres ve kaygıdan uzak kalmak,
– Mutsuzluk yerine pozitif bir algı oluşturmak,
– Aşırı kilo alımından sakınmak,
– Yeterince sebze, meyve ve B vitaminleri almak,
– Burun tıkanıklığı ve solunum problemlerini fark etmek,
– Uykusuzluk ve yorgunluğa dikkat etmek,
– İletişim ve müzakere ortamlarında bulunmak,
– Dikkat egzersizleri ile dikkati güçlendirmek.